meftun.

Hayat: Şimdi. Burada.

Cover Image for Hayat: Şimdi. Burada.

Farkında mısınız?

Hayatınızın ne eksik ne de fazla, tam da şu anda olduğu gibi olabilmesi için, herşeyin tek bir özden ortaya çıktığı "big bang"den bu yana 13.8 milyar yıl geçmesi gerekti.

O zamandan bu yana sayısız değişik hal ve şekil alan maddeler, formlar ve olaylar dizisi en sonunda sizi ve algıladığınız dünyayı meydana getirdi.

Tüm bu süreç boyunca gerçekleşen her ne varsa; oluşan galaksiler, yıldızlar, gezegenler, ve onlar üzerinde ortaya çıkan yaşam ve de bu yaşam formlarının en ufak hareketleri dahi, o zaman o şekilde var olduğu gibi değil de en ufak bir farklılık içeriyor olsa, ondan sonraki yaşam tümü ile farklı bir form almış olurdu. Ve siz bugün burada bu satırları okuyor olmazdınız, zira belki siz de ben de var olmayacaktım, ve de bu satırları okumanızı sağlayan olaylar dizisi hiç vücut bulmamış olacaktı.

Buradan sonuçla söyleyebiliriz ki, yaşamınız, yaşamınızdan önce ve bu yaşam dahilinde gerçekleşen, geçmiş olarak zihninizde yer eden süreçte ve şu anda olan, algıladığınız ve algılayamadığınız herşey, tam da şimdi ve burada, tam da olması gerektiği gibi. Ne eksik, ne de fazla.

Çevrenizde gördüğünüz, algıladığınız tüm eşyalar, tüm cisimler, tüm formlar, canlı ve cansız tüm varlıklar aslında kainat ile eşit yaştalar. Sayısız değişik formlara büründükten sonra bugünkü hallerini aldılar.

Üzerinde bulunduğunuz zemin, o zemin üzerinde bulunan tüm eşyalar, tüm varlıklar, üzerinizdeki giysiler, ve esasında siz, her bir zerreniz, bir zamanlar tüm bu varlıkla "bir" idiniz. Farklı formlara bürünmeniz, farklı cisimler halinde varlık bulmanız ve adına "ben" dediğiniz (sözümona) "ayrı" bir benlik olarak kendinizi ve çevrenizdeki herşeyi algılamanızı sağlayan süreç milyarlarca yıl ve sayısız olayın ard arda gelmesi ile ortaya çıktı. Ama siz halen özünüzde, tüm bu varlıkla "bir"siniz.

Bu farkındalığı hayatınızın her anında canlı tutmaya gayret edin.

Algılayabildiğiniz, görebildiğiniz, dokunabildiğiniz, duyabildiğiniz, koklayabildiğiniz canlı ve cansız tüm nesnelerin, tüm varlıkların, tüm bitkilerin, hayvanların, insanların ve cansız varlıkların aslında özünüzde sizinle bir olduğunun, onlarla sizin birbirinden ayrı varlıklar olarak algılanmasının yegane sebebinin aradan geçen zaman, sizin maddeler seviyesinde çalışan kısıtlı algılamanız ve zihniniz, ve de tüm bunların üzerine inşa ettiğiniz nefsiniz/egonuz olduğunun farkındalığını koruyun.

Farkına varın ki, tüm bu varlıklar siz onları böylece, tam da şimdi ve burada, gerçekten özlerine vakıf olarak görüp deneyimleyesiniz diye buradalar. Çünkü tüm bu varlık içinde "var" olduğu farkındalığına, "kendini bilme" yetisine sahip yegane varlık sizsiniz. Siz varlığa muhtaç olduğunuz kadar varlık da sizin bu farkındalığınıza muhtaç. Bu yüzden artık onları, vardığınızda şu an olduğunuzdan daha fazla "kendiniz", daha "mutlu", daha "tatmin olmuş" versiyonunuz olacağınız inancı ile hedefe ulaştıran önemsiz birer vasıtaya indirgemek yerine, her bir anın güzelliğinin ve o güzelliği oluşturan herşeyin farkında olun.

Örneğin en basitinden, bir yere doğru yürürken, oraya vardığınızda yapacağınız "çok önemli" işlerden ve oraya varmanın sizi ulaştıracağı sonuçtan ziyade, her bir adımınızın farkında olun. O adımı atabiliyor ve bunu algılayabiliyor olmanın güzelliği içinizi sevinçle doldursun. O adımı atmanızı sağlayan herşeye, vücudunuza, onu hareket ettiren tüm kaslara, ona enerji veren tüm besinlere, onu oluşturan her bir zerreye, üzerinizde bulunan giysilere, ayakkabılarınıza, soluduğunuz havaya, çevrenizde gördüklerinize, o anın o şekilde olmasını sağlayan ve esasında özünüzde sizinle bir olan herşeye karşı içiniz minnet ve sevgi ile dolsun. Onlara baktığınızda aslında kendinize baktığınızı bilin. Hayatınızın odağı o adım ile gideceğiniz yer değil, bizzat attığınız o adım olsun.

Zira gerçekte bir adımı atmanızın, ya da aslında hayatınız boyunca yapabileceğiniz herhangi bir şeyin nihai son itibari ile sizi şu an olduğunuzdan daha iyi bir noktaya ulaştıracağının hiç bir zaman, hiç bir şekilde, hiç kimsenin verebileceği bir garantisi yoktur. Siz birşeyi yapmanızın sizin için iyi sonuçlar doğuracağı zannı ile hareket ederken, bir zaman sonra nihai olarak yine aynı düşünce düzeyi seviyesinde kaldığınız sürece aslında hiç de öyle olmadığı sonucuna da ulaşabilirsiniz.

Bir zamanlar peşinde koştuğunuz, hayalini kurduğunuz iş ya da mevki, bir zaman sonra en büyük stres kaynağınız haline dönüşebilir. Bir zamanlar onsuz yaşayamayacağınızı düşünmenize sebep olacak kadar çok "sevdiğiniz" kişi, bir zaman sonra hayatınızdaki en büyük mutsuzluk kaynağı haline gelebilir. Velhasıl, bu dünyada sahip olduğunuz ve peşinden koştuğunuz herşey, buna bizzat kendi vücudunuz da dahil olmak üzere, bir zaman sonra, formların sürekli devinimi ve faniliği gereği sizin hayal ettiğiniz, olmasını arzu ettiğiniz halde olamayacaklar.

Bu yüzden içinde bulunduğunuz durum ve aldığınız aksiyonlar ve de bunların doğruluğu/yanlışlığı, faydası/zararı, eksisi/artısı, nihai sonucu gibi, hiçbir zaman her yönü ile sizin kontrolünüzde olamayacak konuların tamamını, ve bunlar hakkında kaygı duymayı, bunları hastalıklı bir şekilde düşünmeyi, şu ana ve olana direnmeyi bir yana bırakın. Zira siz bunların hepsi bir yana, daha kendi vücudunuzun nasıl hareket ettiğini, kalbinizin atışını, zihninizden geçen düşünceleri, soluk alıp vermenizi dahi bilinçli şekilde kontrol etme gücüne sahip değilsiniz. Fark edin ki, parmağınızı oynatmanız gibi en basit bir harekette dahi, buna niyetlenmeniz ile o hareketin gerçekleşmesi arasındaki süreçteki hiçbir yaratım sizin bilinçli kontrolünüzde değil. Yapmaya niyetlenen siz olsanız da "yapan" siz değilsiniz. Sizin kontrolünüzde olan yegane şey, hayatınızda olan herşeyi nasıl algıladığınız ve onlara karşı iç durumunuzun nasıl olduğudur, daha fazlası değil.

Hayata, onun var olmasını murad eden, size var olma ve kendini bilme zevkini tattıran ve de herşeyin tam da şu an, burada olduğu gibi olmasını sağlayan kudrete her an derin bir güven ve minnet duyun. Çünkü tüm varlık bir olduğu gibi, sizin ile birlikte tüm varlık O'ndan ayrı da değildir. Siz de özünüzde O'nunla birsiniz.

Farkedin: "Bir" olduğumuz sürece, hangi formu alırsa alsın en güzel an, şu an.

Hayat, başka hiçbir yerde ve zamanda değil.

Şimdi, ve burada.